Depreme dayanıklı ev konusu, deprem kuşağında yer alan ve geçmişinde Gölcük, Van, Erzincan, Elazığ, İzmir ve yakın dönemde ise Kahramanmaraş başta olmak üzere 10 ilimizi etkileyen 7.7 ile 7.6 şiddetindeki depremlerin oluşturduğu yıkımlara şahit olan ülkemiz için büyük önem arz etmektedir. Böylesine ciddi bir risk, hem ikamet edecek olan insanlar için hem de inşaat firmaları için dayanıklı yapılara ağırlık verilmesi açısından göz önüne alınması gereken başlıca faktörlerdendir. Peki, depreme dayanıklı binaların temel özellikleri neler olmalıdır? Gelin bunları birlikte inceleyelim.

Prefabrik ürünlerin kalitesi hem tasarım hem de üretim ile belirlenir. Sipariş üzerine prefabrik yapının tasarımı mimar tarafından yapılır. Bununla birlikte, genellikle tasarım ile imalatın bir uzlaşması vardır. Tasarım ve üretim ekiplerinin mükemmel bir koordinasyonu gerekir. Sahada ise üretim kalitesini deneyim ve denetim belirler.

Prefabrik Yapı Sistemi Geleneksel Yapı Sistemlerine Göre Daha Dayanıklıdır. Çünkü…

Prefabrik yapılarda taşıyıcı sistemi galvanizli çelik profiller oluşturur. Her projeye özel olarak çizilen imalat projesi, mühendisler tarafından ısı ve statik hesaplamaları yapılarak; bu sektöre özel üretilmiş programlar ile tasarlanır. Bu aşamada kullanılan malzemenin yapısı ve birleşim sistemi büyük önem taşır.

Prekon Prefabrik olarak ürettiğimiz prefabrik yapıların duvar panellerinde kullandığımız ana malzeme olan “fibercement levha”; silis kumu, çimento ve selülozdan üretilmekte olup, betopandan daha kaliteli bir kaplama malzemesidir. A1 sınıfı yanmaz özelliğe sahip olan fibercement, pres işlemi uygulanarak üretildiği için yüksek bir yoğunluğa sahiptir ve bu yoğunluk mukavemeti artırmaktadır. Bunlara ek olarak minimum termal genleşme, su iticilik gibi özellikleri de bulunan fibercement, dış cephelerde en yüksek performansı sağlayacak şekilde üretilmiştir. Malzeme çimento esaslı bir malzeme olmasına karşın beton gibi dağılma özelliği göstermez. Bu sayede de herhangi bir deprem durumunda dağılıp moloz haline gelmediğinden insan hayatını tehdit eden bir unsura dönüşmez, aksine panelin dağılmaması; şiddetli bir depremde bina yıkılsa dahi yaşam üçgeni oluşmasını ve insanların zarar görme riskinin azalmasını sağlar.

Yerinde inşaatın aksine prefabrikasyon yapı tekniğinin kullanılması, “Daha çok fabrikada (ön üretim) ve daha az yerinde (sahada) çalışma” ilkesi sayesinde, inşaat endüstrisinde montaj sürecini hızlandırır ve kolaylaştırır.

Prefabrik yapıların çok katlı yapılmaması ve yatay mimari ile inşa edilmesi, depreme karşı daha dayanıklı olmasını sağlayan avantajlardan biridir. Daha hafif bir sistem olup ağır hafriyat oluşturmayan prefabrikasyon, ön üretimli ve kısa sürede üretilen bir yapı teknolojisidir. Bu sistemde hafif çelik profillerin arasına duvar panelleri belirli bir aks sistemine göre dizilir. Kolon ve kiriş yerleşimi yine her binada uygulanması zorunlu olan bir sistemdir. Panel yerleşimlerine göre omega profiller ve u sac profiller ile denge sağlanır. Rijit (dengede) bir yapı olması için x/y/z yönünde de bağlantı elemanları kullanılarak sağlam bir yapı elde edilir. Betonarme yapıların çatısında ahşap ile yapılan makaslar ve aşıklar, prefabrik yapılarda aynı statik hesaplar yapılarak çelik malzemeden imal edilir. Arasına konulan yalıtım malzemesi ve çatı kaplama malzemesi işverenin talebine göre uygulanabilir. Bu malzemelerin dayanıklılığa pek bir etkisi olmayacaktır.

Prefabrik Yapıların Esnekliği

Prefabrik yapıların betonarmedeki gibi bir birleşimi olmadığından esnek olması; ısıl genleşme ve deprem gibi konularda avantaj sağlayacaktır. Aynı sistem köprü ayaklarında da vardır. Betonarme yapıların bükülmeyen yapısını azaltmak için dilatasyon derzi yapılmasının sebebi de aynıdır: Uzun ve büyük açıklıklı yapılarda belirli aralıklarla binanın temelinden çatısına kadar herhangi bir basınçta yapı esnek davranabilsin diye derz kadar boşluklar bırakılır. Bu esneklik, prefabrik yapı teknolojisinin doğasında vardır ve ayrıca dilatasyon derzi benzeri bir uygulamaya ihtiyaç kalmamaktadır. Yapının sahip olduğu bu esneklik, depremde binanın çökme ihtimalini azaltmakta ve avantaj sağlamaktadır.

Depremler, yeryüzüne farklı mesafelerden vuran ve farklı şiddetlerde meydana gelebilen doğal afetlerdir. Dolayısıyla her depremin zarar verme ve yıkıcılık etkisi aynı olmamaktadır. Bu durumun yanı sıra, artık biliyoruz ki yalnızca depremin şiddeti değil yapıların kalitesi de deprem hasarında en belirleyici faktörlerden bir tanesidir. Prefabrik yapılar, deprem bölgelerinde dayanıklılık, esneklik ve hafiflik özellikleriyle çok avantajlı bir alternatif oluşturmaktadır. Kullanılan malzemelerin kalitesi sayesinde ise, deprem gibi öngörmesi ve önlenmesi imkansız doğal afetlere ve olumsuz hava şartlarına karşı yüksek dayanıklılık sağlanmaktadır. Ayrıca prefabrik yapıların daha ekonomik olması, üretiminin hızlı olması ve modüler olup gerektiğinde demonte olarak taşınabilmesi de ek avantajlar olarak sıralanabilir.